Marx, Kapital ve Alışveriş Sepetim: Tüketim Toplumunun İçinden Geçen Felsefe

Merhaba indirim görünce “ben bunu düşünmemiştim ama kesin lazım olur” diyerek sepete atan güzel okur!

Bugün alışveriş sepetimizde biraz farklı şeyler var:

Domates, yumurta, bir adet Kapital, bir de sınıf bilinci!

Karl Marx, tüketim toplumuna daha AVM’ler yokken bile kıl oluyordu. Ama günümüzü görse muhtemelen “Sepetinizdeki ürünler arasında sınıfsal çelişki var” diye uyarı verirdi.

Hazırsan, alışveriş listemizi felsefeyle karşılaştıralım!

Karl Marx Kimdi? Kasiyer değil, ama sistemi çok iyi çözdü.

Karl Marx, 19. yüzyılın “en sert eleştirmeni” diyebiliriz. Sistemi öyle bir eleştirmiş ki bugün sosyal medyada olsa “toplumsal farkındalık postlarıyla” viral olurdu.

Kapital’i yazdı, sınıf çatışmasını ortaya koydu ve dedi ki:

“Tarih, sınıf mücadelelerinin tarihidir.”

Yani, bugünkü “zenginler başka dünyada yaşıyor” cümlesi, Marx’ın ekolünden çıkma.

Üretim Araçları ve Bizim O Bitmeyen Liste

Marx’a göre toplum ikiye ayrılır:

Üretim araçlarına sahip olanlar (patronlar, holdingler, ultra zenginler) Emek gücünü satanlar (biz… yani maaşı ay sonuna denk getiremeyen tayfa)

Bugün markette gezerken o “organik muz”la “normal muz” arasındaki fiyat farkı seni düşündürüyorsa…

Marx fısıldıyor olabilir:

“Sınıf farklılıkları etiketlere yansımış.”

Tüketim Toplumu: Marx Görse Şok Olurdu

Şimdi düşün:

Dolabın dolu ama giyecek bir şeyin yok. Kitaplığın dolu ama “bu kitaplar ne zaman geldi buraya?” diyorsun. Sepete 7 şey attın ama asıl ihtiyacın su ve ekmekti.

Marx bu durumu görse muhtemelen şöyle derdi:

“İnsanlar ihtiyaçları için değil, reklamlar için yaşıyor!”

Ve çok haklı olurdu. Çünkü günümüz kapitalizmi, sana önce “eksiksin” hissi veriyor, sonra çözümü 499,90 TL’ye satıyor.

“Kapital” ve Sepetimdeki İsyan

Kapital sadece bir ekonomi kitabı değil, aynı zamanda bir “uyanış alarmı.

Marx sana diyor ki:

Sen sadece ürün satın almıyorsun. Aynı zamanda sana bir kimlik, bir statü, bir sınıf algısı da satılıyor.

Yani o markalı çantayı alırken sadece eşya almıyorsun… sistemin bir parçasını da yanında götürüyorsun. Ücretsiz taşınan şey: ideoloji.

Günümüzde Marx Ne Derdi?

Muhtemelen şu şeyleri söylerdi:

Influencer: “Bu çantayı aldım, hayatım değişti.” Marx: “Hayatın değişmedi, sadece sermayeye biraz daha kazandırdın.” Market reyonu: “1 alana 1 bedava!” Marx: “O bir taneyi 2 katına fiyatladılar zaten, uyan biraz.”

Kapanış ve Yorum Soruları:

Sence gerçekten ihtiyacın olan şeyleri mi alıyorsun, yoksa sana “ihtiyacın varmış gibi” mi hissettiriliyor? Sosyal medyada gördüğün şeyler kararlarını ne kadar etkiliyor? Marx yaşasaydı hangi ürünü sepete atar, hangisini “sistem kölesi tercihi” diye reddederdi?

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın