Aşkın Felsefesi: Diotima’dan Tinder Çağına

Selam sevgili felsefe romantikleri!

Bugün seni Platon’un “Şölen” adlı eserinde adı geçen ama çoğu zaman satır aralarında kaybolan bir filozofla tanıştıracağım: Diotima.

Kendisi “aşk nedir?” sorusunun cevabını Sokrates’e anlatmış kadın — yani düşün ki, Sokrates bile “Aaa, o muazzam biri ya!” diyor.

Ve evet, o bir kadın filozof. Hem de Antik Yunan’da!

Gelin birlikte Diotima’nın aşk tarifine bakalım… ama bu tarifte “aşk acısı” da, “ruhsal gelişim” de, biraz “günümüz ilişki gariplikleri” de var.

Kimdir Bu Diotima? Aşkın Akademik Versiyonu

Platon’un “Şölen” diyaloğunda Sokrates diyor ki:

“Benim aşk konusundaki hocam Diotima’ydı. Bana aşkı o öğretti.”

Şimdi bir duralım:

Sokrates gibi bir adamın bile “Ben bu konuyu Diotima’dan öğrendim,” demesi, Diotima’yı resmen filozofların ‘aşk gurusu’ yapıyor.

Ama bu kadın kimdi, gerçekten yaşadı mı, yoksa Platon’un uydurduğu bir karakter miydi? Bilmiyoruz. Ama kesin olan şu:

Felsefede aşkı en katmanlı ve yükselen bir süreç olarak ilk anlatan kişi o.

Diotima’ya Göre Aşk: “Güzellikten Başlayıp Sonsuza Giden Bir Merdiven”

Diotima aşkı bir “merdiven” gibi anlatır. Ama bu öyle “çatıya çıkayım, biraz manzara izleyeyim” türü bir merdiven değil…

Bu aşk, önce insan bedeninden başlar, sonra ruha geçer, sonra sanatla ilgilenir, sonra felsefeyle uğraşır ve en sonunda “mutlak güzellik” fikrine ulaşır.

Yani Diotima’ya göre aşk:

Bir bedene duyulan hayranlıkla başlar (merhaba Instagram beğenileri), Sonra tüm bedenlerdeki güzelliği fark eder (merhaba “hepsi aynı gibi ama yine de beğeniyorum”), Sonra ruhsal değerlere geçer (karakteri de güzelmiş diyorsun), Sanata, bilime hayran olursun (bir anda karşındaki kişi kitap okuduğu için ekstra çekici gelir), Ve en sonda… mutlak güzelliğin, hakikatin kendisine âşık olursun.

Düşünsene, Diotima’ya göre aşk seni felsefeye götürüyor.

Bugün? Aşk seni DM kutusuna, sonra terapiste götürüyor.

Günümüzde Diotima Ne Düşünürdü?

Diyelim ki Diotima zamanda yolculuk yaptı ve 2025’e geldi:

Tinder’ı inceler: “Bu insanlar aşkın sadece ilk basamağında dolanıyor.” Sosyal medya paylaşımlarını görür: “Aşkı görünüşle sınırladığınız sürece, güzelliğin özüne ulaşamazsınız.” “Aşkım 3 gündür mesaj atmıyor” diyen biriyle karşılaşırsa: “Sonsuz güzellik fikrine ulaşmak için biraz daha sabır evladım…

Yani Diotima için aşk, iki kişilik bir eğlence değil; ruhsal bir zihin yolculuğu.

Aşkın Bugünkü Haliyle Diotima’nın Tanımı Arasında Ne Var?

Şöyle düşünebiliriz:

Diotima aşkı: Bir kişiye değil, güzelliğin kendisine duyulan ilahi bir yolculuk. Bugünkü aşk: “Beni story’le etiketlemedi, acaba sevmiyor mu?” kriziyle başlayan bir karmaşa.

Birbirinden farklı mı? Evet.

Ama Diotima’nın mesajı hâlâ geçerli:

Aşk sadece bir duygu değil, insanı yücelten bir eğitim.

Sana hazırladığım sorular:

Aşkın Felsefesi: Diotima’dan Tinder Çağına gerçekten hazır mıyız, yoksa sadece ilk basamağında mı oyalanıyoruz? Diotima’nın aşk anlayışı sence bugün hâlâ mümkün mü? Senin aşk merdivenin kaçıncı basamakta kaldı?

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın